5 Aralık 2010 Pazar

açıklanması imkansız ama ...

Aşk; sevginin bambaşka bir boyutudur. Karşındaki seni sevmediğinde aşık değilsen sende onu sevmezsin. Nefreti doğuran ise aşktır. Aşık olursun öyle bir şey yapar ki sana nefret edersin. Maddesel değildir. Elle tutulup gözle görülemediği için çoğusu varlığını inkar eder. Halbuki o bir kalbin içinde sessiz hıçkırıklarla ağlar. Kimisi ondan korkar korktuğu için karşılaştığı anda kaçar. Aşk cesaret ister. Ama yüzsüz değil asildir. Suskunluk korkmaktan gelmez; asaletten kaynaklanır. Birine aşık olmak için öyle denildiği gibi bir takım sınavlardan geçmeye adım adım ilerlemeye gerek yoktur. Eğer birine aşıksanız bunun ister 10 gün ister 10 yıl sonra farkına varın; aşkınızın tohumları onu gördüğünüz ilk anda kalbinize ekilmiştir. Fark edene kadarki sürede atladığınız her aşama size sizi aşka götüren basamaklarmış gibi gelir. Zamanla aşk acı getirir. Aşıksa bu acıya öyle bir alışırki işte bu boyutta bağımlılık başlar. Aşk adeta bir uyuşturucu madde gibi sizin vücudunuza yavaş yavaş yerleşir. Beyninizin kontrol mekanizmasını ele geçirir. Her ne kadar inkar etsenizde dille o sizin hem aklınızda hem kalbinizdedir. İki tipi mevcuttur. Ulaşılabilinen aşklar vardır birde ulaşılamayanlar. Ulaşabildiklerinizin kıymetini bilin ulaşamadıklarınız içinizde sonsuza dek bir yara gibi kanayacaktır çünkü ve kabuk bağlayacaktır en sonunda kabukları her kopartışınızda verdiği acı katlanacaktır. Aşk için rezil olmayın. Asil aşkı tüm asaletinizle yaşayın ...!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder