5 Aralık 2010 Pazar

bence ve bence

Hayat sıkıntılarla doludur. Atlatılabilenler ve atlatılamayıp kendinden daha büyük sıkıntılara yol açanları mevcuttur. Bunlara takılıp düşenleri boldur. Kıssalardan hisse çıkarmak her yiğidin harcı değildir ama yiğidi öldürüp hakkını yiyenleride çoktur. Kimi zamanlar vardır refaha kavuştuk çıktık düzlüğe denir ama onunda sonunda bir dar tünel vardır. Bu tünellerden geçilmesi zordur. Geçtik dersiniz döner bir bakarsınız aslında orda tünel falan yoktur. Nesneler çevirir etrafınızı garip abuk sabuk bunlardan kurtulma yolunu icat edenine rastlayanın akıldan şüphe kuşkusuzdur. Her kafadan bir ses çıkar tavsiyeler tavsiyeler akıl vermeceler ama bunlara boyun eğeni ya çocuk ya da mecnundur. Fırsatlar kaçar bazen gidenin arkasından el sallamak zordur onun yerine bir tas su dökmek gittiğin yağmurla gel demek makuldür. İlla ağlıyacam dersen bir mendil veren bulunur. Moral bozukluğuna çare bulan çoktur ama morali düzeltmeye çalışırken sinir bozanı paklayan bir yumruktur. Çareler tükenmişken yanan ışığın alevi anca mumdur onunda kendine hayrı yoktur. Çok uçmak bazen kötü sonuçlar doğurur. Bazen uçanlara bakmak yetmez ama kanatta zor bulunur. Kıyısından köşesinden ölüme değenlere sorsan hayat cennettir ama hayatı en berbat haliyle yaşayan insanın aradığı her zaman boktur. Bazen o bile kesmez gidip battıkları yer boktan kuyudur. Sevmek görecelidir çünkü sevmek duygu değil bir bilinç boyutudur. Boyutlar arasında kolay geçiş değil labirentler vardır labirenti çözersinde geriye dönüş yolu yoktur. Yıkılan her köprünün bir inşa edeni bulunur ama eski köprüyle yeni köprünün en az 7 farklılığı vardır bulmaca çözmeye benzer değişiklikler ayrıntıda saklanır soluktur. Aslolan yerler değil zamanlardır çoğu zaman ama kaybolan hep en az yıllarla ölçülüdür. Sesini duyurmak bazen sessizlikte bile zordur çünkü çoğu zaman sessizlikte yalnızlık vardır bağırdığın boşluktur. Boşluk doldurmaca usulüne göre hayat işlemez boşluklar hep boştur. Cümlelerin sonu gelir en nihayeti ama bazen susmamak hayat kurtarır. Ellerini kulaklarına sıkı sıkı bastırıp geçmek gerekir bazen kalabalıklardan ama illaki duyduğun şeyler olur onlarında can sıkıcılığı kuvvetle muhtemel olmakla beraber ekseriyetle öyle olur. Konuşmada virgüller olur ama amaların sonrası suskunluktur. Ben dediğimi yaparım demek söz vermektir sözünü tutanı az bulunur (heleki bu dönemde). Her dilde vardır kelime oyunları ama laga luganında tadına doyum yoktur. Bazen kefenin birinde olan elma ötekindeki armuttur. Karşılaştırmanın her zaman adil olması beklenmemelidir. Şaibeli davranıp kimse zan altında bırakılmamalıdır ama hep bir güme gitme olayı söz konusudur. Böyle gelmiş böle gider denirse el cepte oturulur olan durum kabul edilir ama bazen takkeyi öne koyanlarıda olur. Haksızlık söz konusu olduğunda kimse haksız değil hep hakkı yenilen taraftır. Burda sözü geçen Hakkı halktandır. Ne yapıp ne edip felsefi konuşmalar geyiğe bağlanmalı yoksa sonu acı olmaktadır. Acı kimine göre yoktur o zaman acıda görecelidir. Görecilik nedir? Ben bunları bana GÖRE söledimde sizin düşünceleriniz nelerdir? İnsan 7sinde ne ise 70indede O mudur? Yoksa bir başkalaşım mevcut mudur? Oturup bunu okuyanı bulunur mu? Yoksa parayla birini tutmak mevzu bahis olur mu?
Saçmalamalı mı bazen yoksa susulup oturulmalı mı? Yeter mi bu kadar? EVEEEEEEEEEEEETTT SUUUUUUUUSSSSSSSSSSSSS !!!!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder